ShiftDelete kanalımızın sevilen konsepti Pil %1’in bugünkü konuğu L1 Üçgen kanalının sahibi, spor yorumcusu ve yayıncı Ufuk Kaan Karacan oldu. Birlikte futbol dünyasını, teknolojiyi ve Türk futbolunun mevcut durumunu masaya yatırdık. “‘Ali Koç gitmeden şampiyonluk zor!'” anabaşlığını attığımız bu bölümde, kişisel anekdotlardan Süper Lig devlerinin derinlemesine analizine kadar sporun çeşitli yönlerine ve spordaki teknolojiyi konuştuk.
Pil %1 L1 Üçgen – ‘Ali Koç gitmeden şampiyonluk zor!’
Popüler YouTube kanalı @l1ucgen ile tanınan Karacan, çocukluğunda sokaklarda top oynayarak başlayan futbol tutkusunun hayat boyu sürdüğünü paylaştı. Futbolun “hayat” olduğuna inandığını ve kazanma, kaybetme ve zorlukların üstesinden gelme gibi değerli dersler öğrettiğini vurguladı. Hangi takımı tuttuğunu kamuoyuna açıklama konusundaki duruşuyla ilgili olarak Karacan, bunun objektifliğini korumak ve Türk futbol medyasında algıladığı “toksik ortama” katkıda bulunmamak amacıyla olduğunu açıkladı; zira birçok yorumcunun tarafsız analistler yerine belirli kulüplerin sözcüsü gibi davrandığını düşünüyor.
İzleyicilerden gelen eleştirilere yanıt verdiği bir bölümde Karacan, kendi konuşma tarzı, geçmişte Jose Mourinho hakkındaki yorumları ve farklı takımları yeterince ele almaması gibi konulara değindi. Yaklaşımını savunarak dürüstlük için çabaladığını ve yapıcı eleştirilere açık olduğunu belirtti. Geçmişte Mourinho hakkında yanılmış olabileceğini kabul etti ancak hata yapmayı göze aldığını ve dengeli yorumlar sunduğunu vurguladı.
Tartışmanın önemli bir kısmı, futbolda artan teknoloji rolüne odaklandı. Karacan, modern futbol toplarında belirli turnuvalar için çip kullanıldığını doğruladı ve VAR (Video Yardımcı Hakem) sistemi ile çizgi teknolojisine değindi. Sporda teknoloji ile gelenekçiler arasındaki süregelen tartışmaya dikkat çekti. Ayrıca, teknik direktörlerin rakip analizi için yapay zeka kullanımını ve oyuncuların teknik becerilerini küçük yaşlardan itibaren geliştirmek için VR gözlük gibi teknolojik yardımcıları tartıştı, bu teknolojiyi gelecekteki bir L1 Üçgen futbol akademisine entegre etme potansiyelinden bahsetti. Karacan ayrıca, forma sponsorunun logosunun bir maç sırasında kaç kez görüldüğünü ölçerek reklam değerini belirlemek için teknolojiyi kullanma gibi yenilikçi bir konseptten de söz etti.
VAR sistemi konusunda Karacan, sorunun teknolojinin kendisi değil, onu yöneten ve kullanan insanlar olduğunu savundu. Güven eksikliğinin, teknolojinin nasıl uygulandığı ve yönetildiğinden kaynaklandığını öne sürerek, sistem içinde dürüst ve “cesur itirafçılar” olması çağrısında bulundu.
Türk futbolunun “dört büyükler”inin durumunu analiz eden Karacan, tek kelimelik tanımlar kullandı: Fenerbahçe (“depresyon”), Galatasaray (“başarı”), Beşiktaş (“tutku”) ve Trabzonspor (“tutku” veya “hastalık”). Fenerbahçe’nin şampiyonluk mücadelesine ilişkin detaylı bir analiz sunarak, yönetimle ilgili sorunlara, teknik ekibin yönetimle uyumsuzluğuna, yıllar içinde tutarsız oyuncu kadrosu kalitesine (son dönemdeki güçlü kadrolara rağmen), daha fazla yerli oyuncu ihtiyacına ve kulüp, medya ve taraftar arasındaki “toksik” ilişkiye dikkat çekti. Fenerbahçe’nin, kulübü birleştirecek ve öz kimliğine dönmesini sağlayacak güçlü bir lider liderliğinde önemli bir “yeniden yapılanma” veya “devrim”e ihtiyaç duyduğu sonucuna vardı.
Karacan ayrıca, sahanın “14. bölgesi”nin önemi hakkında bir haber ve masörlerin çıplak bir insan vücudu üzerine yemin ettikleri ilginç bir rapor gibi bazı eşsiz ve tarihi futbolla ilgili gazete kupürlerini de paylaştı.